“Neden biz dünya markaları çıkaramıyoruz?”
Böyle bir soru bundan 10-15 yıl önce sorulmuyordu ve kimse böyle bir gereklilikten söz bile etmiyordu. Bugün ise herkes bu gereksinimin farkında!
Ürün ve marka çeşitliliğinin yıllar içinde artmasıyla beraber, tüketiciler deneme yanılma metodu ile birçok yeni ürünü denediler, bazı ürünlerde hayal kırıklığına uğradılar, bazılarında ise ederinden fazla ödediler.
Aslında tüketici ve üretici açısından satın alınan ve satılan şey bir ürün ya da hizmet olmasına rağmen, değeri yaratan unsur markadır. Ürünün/hizmetin bir benzeri farklı firmalar tarafından taklit edilse de marka eşsizdir. Marka işletmenin itibarı, bilinirliği ile beraber şekillenmektedir bu nedenle bir ürün ya da hizmet gözden düşebilir fakat eğer marka başarılı ise pek çok güçlükle savaşabilecektir.
Tüketiciler artık, üründen algıladıkları riski minimuma indirmek için, tanıdık, bildik, güvenilir ve tutarlı markalara yönelmeyi tercih ediyorlar. Bu durumda şirketlerin işi de zorlaşıyor, çünkü bu unsurların tamamını taşıyabilmek için bir “Marka Mirası”na sahip olmak gerekiyor…